15 Kasım 2012 Perşembe

ehline helaldir na-ehle haram...

                                   gaz çıkışı durduktan sonra yaklaşık 1 hf. sonra ilk aktarmayı yaptım.


 










      bu işlemi 10-15 gün arayla 2 kez daha tekrarladım. sonra da fransız meşe fıçı çok pahalı olduğundan içine şöminede yakmak için aldığımız meşe odunlardan meşe cipsi daha doğrusu meşe parçaları attım, ve hava kilitlerini takıp beklemeye aldım. aynen aşağıda olduğu gibi:




        artık sabır sabır... yakındır tattığımda bilgi veririm.....
     
Ey zahit şaraba eyle ihtiram
İnsan ol cihanda bu dünya fani
Ehline helaldir naehle haram
Biz içeriz bize yoktur vebali.


14 Kasım 2012 Çarşamba

güvenli sex ve şarap!!

sonrasında durum bu. cibreyi cam damacanalara omuz seviyesini geçmeyecek şekilde süzdük.


ve su altı drenajı yaptık. CO2 çıksın ama O2 içeri giremesin diye.
su altı drenajını uygun şekilde yapamayınca ersin'in metodunu uyguladım ve şüpheli veya tehlikeli bir ilişkiye izin vermedim. damacanalara okey... türkiye'nin bir numaralı , en güvenilen ve en kaliteli prezarvatif markası( reklam böyle alınmıyordu galiba) :))

üstlerini de örttük, hemen muzurlaşmayın: ısı ve ışık ayarlaması için.

hey maşallah ortadakine...


 

"şaraba benzesin yeter"

cibreleri kovada beklettik ve günde 2 kez karıştırdık.
cibre kaynadı ve  şapka oluşturdu. iyice ama nazikçe karıştırdık.
sol taraftaki şapka oluşmuş sağ taraftaki de karıştırdıktan sonra kaynamış( CO2)
kabarcıkları çıkarken ki hali:

üstünü de örttük ki sirke sinekleri ile kontamine olmasın:


5-6 gün sonra kaynama durdu! şıra halinde hidrometre ile ölçüm yapmadığımıza göre takibini de  hidrometre ile yapmaya gerek yok, ne çıkarsa bahtıma. bu arada panik halinde  burak ve ersin ve dahi çağlayan ile mebzul miktarda görüşme yaptığımı saklamayacağım...

sıkma işlemi  aşağıdaki gibi yapıldı. öyle free run falan bize göre işler değil.





sonra : durum işte aşağıdaki gibi:



85 kilo üzümden 45-50 lt. lik iki kova cibremiz oldu netekim. bir yanlışlık mı var ne? sanki fazla oldu...

nihayet başladık!!!

uzun süreli bir aradan sonra tekrar merhaba; nerede kalmıştık?



 metrodan üzüm aldık ve eve geldik, taşıdık bodrum kata...



 yere boya-badana yaparken yere serilen naylonlardan serdik ve seçip ayıklama işine başladık bkz photo:










antep karası.











Çok zormuş. canımız çıktı; sevgili zevcim, dırdırcı emine hanımın katkılarıyla !!

çok ısrar ettim kızların; hatta senin gibi çok güzel  "cins-i latif" lerin yapması şart dememe rağmen ezme işi de bana kaldı. bknz tekrar photo:

                                                                                                                     
valla ayakta 2 kat naylon poşet var. hijyen süper.



2 Ekim 2012 Salı

ne olacak benim şu HAL- i pür melalim?

burak arkadaş ile görüşmemiz sonucu, biraz da daha önce bahsi geçmişti üşengeçliğimden ötürü tekirdağ'a yeniçiftlik pazarına üzüm almaya gitmemeye, üzümü pazardan ya da bostancı meyve sebze halinden almaya karar verdim. cumartesi sabah uyandım, yüzdüm, kahvaltımı ettim. daha önce anlattığım gibi tuzla'da gıdaya uygun fıçı - bidon aradım (bu süreçte en az 3-4 kez neredeyse vazgeçme kararı alıyordum!)  ve 13:30 da yola çıktık zevcim emine hanımla birlikte. trafik, yol tamiratı gibi nedenlerle güzergah değişikliği falan derken st 15 de hale vardık. süprizzz! hal kapı duvar. güvenlikçi abi ilgilendi gülmesine engel olmaya çalışarak. tabii ben yine vazgeçiyordum ki sevgili zevcim hemen pes etme, bu kadarcık sıkıntıda vazgeçersen olmaz ki gibi  cümleler kurarak her zaman yaptığı  gibi moral destekle! ( ya da dır dırla ) benim vazgeçmekten vazgeçmeme neden oldu. iyi ki olmuş. 
halde, pazarda alfonse türü üzüm arayacak (diğer şaraplık üzümlerden bulamayacağımı bildiğimden), bulamazsam başka bir tür görürsem uygun olup olmayacağını sormak için burak'ı arayacaktım
( beni her zaman arayabilirsin demişti ya). o sırada aklıma yine şarap ve rakı imalatçısı arkadaşım "çağlayan'ı" aramak geldi. git manava, markete tadına bak iyice şekerli sulu bir üzüm al olur dedi. yaşa be çağlayan!! bana böylesi uyar işte. bir önceki gün metro'da antep karası( sanırım horoz karası da deniliyor) siyah üzüm görmüştüm, sordum google amcaya hem şaraplık hem sofralıkmış. gidip tattım şekerli ve suluydu. tamam bana uyar dedim ve evde şarap yapan arkadaşlar tarafından fahiş sayılacak bir fiyata 13 kasa, yaklaşık 85 kilo antep karası aldım. tabii şimdi işin gerçek uzmanları ve gönül vermiş amatörleri bir yerleri ile bana gülüyorlardır: üzüm yeni toplanmış olacak, sıcakta seyahat etmeyecek vs. vs. ( neyse @allahcc' ye şükür bu blogdan kimsenin haberi yok ve muhtemelen de kimse okumayacak)
arkası yarın: macera başlıyor... 

1 Ekim 2012 Pazartesi

diyojen olmak ne zormuş arkadaş??

burak arkadaşla görüşmemizden çıkan ana sonuç ilk baştaki ve en büyük sıkıntı: fıçı!
o olmazmış, meşe fıçının temizliği zormuş, gıda saklamaya uygun olsun, numarası şu olsun bu olsun...
diyojen' e saygım katlanarak artıyor. tuzla' da bakmadığım dükkan, züccaciyeci kalmadı.
bostancı'dan tuzla'ya gelene kadar (bostancı' dan eli boş gelişimiz ayrı bir yayın konusu, ilerde anlatacağım).
adamın hiç değilse great alexander'a içine girip kafa tutucağı bir fıçısı olmuş!!
@allahcc' ye şükür daha hiç bir şeyi hazırlamadan gidip metro'dan 2 tane cam damacana almışım. 
yoksa o kadar daraldım ki gıdaya uygun fıçı / bidon ararken  tövbe şarap yapmak ne? daha davos'a gelmem ve de şarap yapmam diyesim geldi. ama yılgınlık yok direniş var...

30 Eylül 2012 Pazar

üzüm üzüm iki gözüm!

aylar süren araştırmalarım sonucunda artık başlamalıyım dedim kendime, bir de beraber çalıştığımız arkadaşım gamze  " çok güzel şarap yapan " bir arkadaşıyla tanıştıracak beni.
üzüm almam lazım dedim gamze'ye (sanki diğer gerekli herhangi bir şeyi almış hazırlamışım gibi) " burak'a mesaj atayım" dedi. Dedi ama 2 hafta geçti ses yok.Tekrar söyledim üzüm üzüm iki gözüm! Aaa ben unuttum! dedi. Neyse telefon numarasını aldım burak' ın.; şok şokk şokk: (yok çok ilgilendi sağ olsun! belli ki tüm kendi şarabını yapan arkadaşlar gibi iyi niyetli, kalender bir arkadaş) geçen hafta almışlar üzümü...
Kendi şarabını yapacaklara ilk öğüdüm: gamze iyi kız, iyi arkadaş ama şarap yapacaksınız güvenmeyin, inisiyatifi ona bırakmayın, burak'ın telefonunu bir an önce edinin :)).
Üzüm alımı için seneye tekrar görüşeceğiz üzüm alırken bana da alacaklar     ( tekirdağ'dan).

Başlangıç!

Neden olduğunu bilmediğim ve hiçbir şekilde anlamlandıramadığım halde yıllardır " evde  şarap yapmak " istiyorum. İlerde daha iyi tanıyacağınız üzere " bu kadar üşengeç " ,  ve hatta   " bradikinetik",      hayatını          " enerjinin sakınımı yasasına " uygun bir şekilde sürdüren bir insan olduğum için ben de olacakları en az sizin kadar merak ediyorum.
 Haydi hayırlısı....